iraz
  Gönül Insanlari..
 

Gönül insanlari..

 

Kalb yani gönül, mahlûkların en üstünü, en şereflisidir. Insan, insanın dışında bulunan her şeyi kendinde topladığı için, mahlûkların en kıymetlisi olduğu gibi, kalb de, insanda bulunan her şeyi kendinde topladığı için çok kıymetlidir. Kendinde çok şey bulunan, Allahü teâlâya her şeyden dahâ yakındır.

 

Bu sebeple, küfürden sonra en büyük günah, kalb kırmaktır. Kâfirin dahi kalbini kırmamalıdır. Salih bir Müslümanın korkusu, bir başkasının kalbini kırmak, onu incitmektir. Dinini bilen ve bildiklerine uygun hareket eden sâlih bir Müslüman, ölü gibidir, hiç kimsenin kalbini kırmaz, incitmez. Zira bir ölünün,
diri ile kavga ettiği hiç görülmemiştir. Nizâmeddîn Evliyâ hazretleri;

 

“Kalb kırmak, Allahü teâlânın lütfunu incitmektir. Neye uğrarsa uğrasın, sâlih kimse, aslâ kimseye kötü söylememeli ve lânet etmemelidir. Insanların kabahatlerini açıklamamalıdır” buyurmuştur.

 

Bir kalbi kırmak, senelerce ibâdet ve zikir sevabının hepsini alıp götürür.Islâmiyet öyle bir dindir ki, kâfirin dahi kalbini kırmayı yasaklamıştır. Nerde kaldı ki, Allahü teâlâya ve Onun Peygamberine inanan, Allah diyen bir Müslümanın kalbi kırılsın. Zira bir mü’minin kalbini kırmak, çok büyük günahtır, harâmdır.

 

70 defa Kâbe’yi yıkmak!
Peygamber efendimiz; mübârek elleri ile Kâbe’yi göstererek; „Ey Kâbe, sen Allahın evisin. Sen mübâreksin fakat bir Müslüman,bir mü’minin kalbini kırsa 70 defa seni yıkmaktan daha büyük
günaha girer“ buyuruyor.

 

Peygamber efendimiz, eshab-ı kirama hitaben böyle buyuruyor. Bir mü’min, bir mü’minin kalbini kırsa, 70 defa Kâbe’yi yıkmaktan beter günaha girmektedir. Müslüman olarak hepimizin bunları okumamız, öğrenmemiz ve ona göre hareket etmemiz lazımdır.

 

Din büyükleri buyuruyor ki:

“Her günâh, îmânı tehlikeye sokmaya sebep olabilir ama şu üç günâhın tesiri daha kuvvetlidir:

 

1- imân nimetine şükretmemek.
2- imânın gitmesinden korkmamak.
3- Mü’minleri incitmek, kalblerini kırmak.

 

 Hadis-i şerifte;

 “Kalb kırmak, Kâbe’yi yetmiş defa yıkmaktan daha kötüdür“ buyurulmuştur. Iyi olsun, kötü olsun hiçbir insanın kalbini incitmemelidir. Allahü teâlâyı en çok inciten, küfürden, inkârdan sonra, kalb kırmak gibi büyük bir günah yoktur.

 

Imâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

 

“Kalb, Allahü teâlânın komşusudur. Allahü teâlâya kalbin yakın olduğu kadar
hiçbir şey yakın değildir. Mü’min olsun, âsî olsun, hiçbir insanın kalbini incitmemelidir. çünkü, âsî olan komşuyu da korumak lâzımdır. Sakınınız,
sakınınız, kalb kırmaktan pek sakınınız! Allahü teâlâyı en ziyâde inciten küfürden sonra, kalb kırmak gibi büyük günâh yoktur, çünkü, Allahü teâlâya ulaşan şeylerin en yakın olanı kalbdir.

 

Abdullah-ı Dehlevî hazretleri de buyuruyor ki;

Hiç kimseyi incitme!
Netice olarak; kalb kırmamalı, hiç kimseyi incitmemelidir.
Değil mü’minin kalbini, kâfirin kalbini bile incitmeye hakkımız yoktur.
Kâfir bile olsa, hiç kimsenin kalbini kırmamalıdır. çünkü kalb kırmak,
Allahü teâlâyı incitmek demektir. Kalb, Allahü teâlânın komşusudur. Ev sahibine eziyet edenin komşusu da incinir.

 

Gıybet, suizan ve kalb kırmak, kul hakkıdır. Eziyetlere katlanmak, kızmamak, güler yüzlü ve tatlı sözlü olmak, güzel ahlâktandır. Bunun için hiç kimseyle münakaşa etmemelidir. Münakaşa, dostun dostluğunu giderir, düşmanın da düşmanlığını arttırır. Nereden bakılırsa bakılsın, hep zarardır..

 


 
  Heute waren schon 9 Besucher (14 Hits) hier!  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden